Kasık fıtığı, kasıkta (inguinal bölgede) karın duvarına ait zar yapılarının zayıflığı veya yırtılmasıdır. Kasıkta bir yumuşak doku şişliği şeklinde kendini gösterir. Şişlik öksürme, ıkınma veya ağır kaldırma gibi karın içi basıncı artıran durumlarda daha belirgin hale gelir.
KASIK FITIĞI KİMLERDE GÖRÜLÜR
Kasık fıtığı erkeklerde kadınlara göre 7 kat daha sık görülür. Sıklığı yaşla artar. 70 yaş üstünde neredeyse her iki erkekten birinde kasık fıtığı vardır.
Bağ dokusu bozukluğu olanlarda, şişmanlarda, karın içinde sıvı toplanması olanlarda, uzun süreli öksürüğü olanlarda, uzun sürelikabızlığı olanlarda, ağır işlerde çalışanlarda kasık fıtığı daha çok görülür. Sağ tarafta daha fazla görülür.
KASIK FITIĞI BELİRTİLERİ NELERDİR?
Kasık fıtığının en önemli belirtisi kasıkta şişliktir. Şişlik genellikle ayakta dururken belirginleşir, uzanınca hafifler veya kaybolur. Bu şikayet belli belirsiz bir kabarıklıktan, yumruk büyüklüğünde bir şişliğe kadar değişik ölçülerde gözlenebilir. Nadiren bağırsakların torbaya indiği çok daha büyük şişliklere de rastlanabilir.
Kasık fıtığı, bazı hastalarda sadece kasıkta ağrı veya şişlikle beraber görülen ağrı ile ortaya çıkabilir. Ancak bu ihtimal ağrısız bir şişlik olmasına göre daha nadirdir. Özellikle sıkışıp kalmaya müsait küçük fıtıklarda ağrı daha ön planda olabilir
Teşhis koymak için çoğu zaman sadece muayene yeterlidir. Kasıkta şişlik olmadan sadece ağrıyla başvuran hastalarda bazen ultrason yapılabilir. Amaç bariz muayene bulgusu vermeyen küçük bir fıtığı saptamak veya kasıkta olabilecek diğer hastalık belirtilerini ayırt etmektir. Ancak bu çok nadiren gerekli olur. Genellikle başka bir tahlil ya da görüntüleme yöntemine gerek duyulmaz.
Kasık fıtığının tek geçerli tedavi şekli ameliyattır.
AMELİYAT ÖNCESİ HAZIRLIKLAR NELERDİR?
Ameliyattan önce tüm hastalar planlanan ameliyat hakkında hem sözlü hem de yazılı olarak bilgilendirilirler. Bu bilgilendirmede hastanın anlayabileceği şekilde ameliyatın özellikleri ve riskleri anlatılır. Hastalar kendilerine sunulan ameliyata özgüaydınlatılmış onam formunu okuyup imzalayarak bilgilendirildiğini ve ameliyata izin verdiğini kayıt altına almış olur.
Ameliyat kararı verilen tüm hastalar anestezi uzmanıtarafından muayene edilir.
Hasta eğer aspirin, kumadin vb. kan sulandırıcı ilaçlarkullanıyorsa, bu ilaçların etkisi altında ameliyata alındığında kanama riski yüksek olacaktır. Bu tür hastaların, önce ilaçları kesilip 5-6 gün ilaçların etkilerinin geçmesi beklendikten sonra ameliyat edilmeleri gerekir.
Hasta ameliyattan önceki gece saat 24’ten sonra su dahil ağızdan hiçbir şey yiyip-içmeyecek şekilde aç kalmalı ameliyata oruç tutuyormuş gibi gelmelidir.
Şeker, yüksek tansiyon, astım gibi hastalıkları olan hastaların ilgili branşlarca konsültasyonu yapılıp öneriler alınmalı ve riskleri belirlenmelidir. Hastalar bu hastalıklar için ilaçlar kullanıyorlarsa ameliyat sabahı aç kalmış olmalarına rağmen ilaçlarını bir yudum su ile almalıdır.
HANGİ ANESTEZİ YÖNTEMİ TERCİH EDİLİR?
Ameliyat için; tümüyle uyutma – (narkoz – genel anestezi), belden iğne yapılarak belden aşağısını uyuşturma (spinal anestezi) veya doğrudan ameliyat bölgesine iğne yapılarak o bölgeyi uyuşturma (lokal anestezi) yöntemleri kullanılabilir.
Özel bir zorunluluk olmadıkça ameliyatta tümüyle uyutmaya gerek yoktur. Fıtık bölgesine iğneler yapılan lokal anestezi yapılmasına ise bazı hastalar uyum gösteremeyebilir.
Fıtık ameliyatı olacak hastalar için öncelikle tercih edilenyöntem belden iğne yapılarak belden aşağısının uyuşturulması (spinal anestezi) yöntemidir. Bu yöntemde hasta ameliyat esnasında uyanıktır, sadece belden aşağısını hissetmez. İsterse müzik dinleyip, sohbet edebilir. O dönemi bilinci açık yaşamak ve hatırlamak istemeyen hastaların, ilaçla gece uykusuna benzer bir uykuya dalması sağlanabilir.
Ayrıca spinal anestezinin etkisi ameliyattan sonra birkaç saat daha devam eder. Ameliyattan sonra 2-3 saat daha ağrı duyulmaz. Böylelikle hastalar en tedirgin olacakları dönemi en konforlu şekilde atlatmış olurlar.
HANGİ AMELİYAT TÜRÜ DAHA ÇOK TERCİH EDİLİR?
Tüm dünyada yaygın olarak tercih edilen STANDART hale gelmiş kasık fıtığı ameliyatı; AÇIK – YAMALI – GERİLİMSİZ (Lichtenstein) fıtık onarımı ameliyatıdır.
KASIK FITIĞI AMELİYATI NASIL YAPILIR?
Gelişmiş batı ülkeleri dahil dünyada en sık uygulanan kasık fıtığı ameliyatı LICHTENSTEIN tipi (açık – gerilimsiz – yamalı) fıtık onarım tekniğidir. Ameliyat genellikle belden aşağısı uyuşturularak (spinal anestezi) altında uygulanır.
Kasık bölgesinde 5-6 cm bir kesi yapılarak, karın duvarının direncini sağlayan derin zarsı katmanlara kadar ilerlenir. Gevşek veya yırtılmış zarlar onarılır. Eni yaklaşık 10-12 cm, boyu yaklaşık 6-7 cm olan tül perde yapısına benzer bir yama (prolen mesh) zayıf alanı takviye edecek şekilde dikilerek tespit edilir.
Başlarken kesilmiş olan dış katmanlar yeniden karşı karşıya getirilerek onarılır. Böylece yama karın katları arasında sandviç tarzında yerleşmiş olur. Cilt genellikle gizli dikişle yaklaştırılır. Ameliyat çoğu zaman 20-30 dakika sürer. Hastanede bir gün yatış gerekir.
İki taraflı fıtığı olan hastalarda her iki taraf birden aynı seansta ameliyat edilebilir. Bu durumda ameliyat süresi iki katına çıkar. Hastanın ameliyat sonrası dönemde önerilere daha sıkı uyması ve kendisini daha çok sakınması gerekir.
AMELİYATIN SONUÇLARI – SORUNLARI NELERDİR?
Açık – gerilimsiz – yamalı kasık fıtığı ameliyatı olan hastaların tamamına yakınında mükemmel tedavi başarısı sağlanır.
Fıtığın tekrarlama oranı %1’den azdır. Ameliyatlarda yama kullanımı nüks ihtimalini binde birkaç seviyesine düşürmüştür.
Hastaların %5’inden daha azında olmak üzere; yarada enfeksiyon, kasıkta dokuların su toplaması (kord ödemi), su kisti (hidrosel) ve his kusurları gibi sorunlar görülebilir.
Kasık fıtığı ameliyatı olacak bazı hastalaların cinsel fonksiyonlaryönünden zarar görme endişesi taşıdıkları gözlenir. Ameliyatı sırasında üreme organlarına giden kanal, damar ve sinir yapılarına yakın çalışılduğı doğrudur. Ancak usulüne uygun olarak yapılan bir fıtık ameliyatında cinsel fonksiyonların zarar görmesi söz konusu değildir.
AMELİYAT SONRASI ERKEN DÖNEM NASILDIR?
Ameliyattan sonra ilk 2 gün yaranın kapalı kalması gerekir. Daha sonra yarada kızarıklık akıntı vb. bir sorun olmazsa tekrar pansuman gerekmez.
Üçüncü günden itibaren PANSUMAN kaldırılıp atılarak yara açık bırakılabilir. Duş şeklinde BANYO yapılabilir. İlk on gün yaranın üstünün sürtelenmesi, keselenmesi önerilmez.
Taburcu olduktan sonraki ilk 3-4 gün AĞRI KESİCİkullanılmalıdır. ANTİBİYOTİK kullanılması şart değildir.
Yara kendiliğinden eriyen gizli dikişlerle yaklaştırılmış ise DİKİŞ ALINMASI gerekmez. Erimeyen dikiş kullanılmışsa bir hafta sonra dikişler alınmalıdır.
AMELİYAT SONRASI GEÇ DÖNEM ÖNERİLER
Ameliyattan sonra bir hafta kadar iş ortamından uzak kalınması ve evde istirahat önerilir. Olağan gündelik fizik aktiviteleri yapmaya engel yoktur.
İki hafta kadar kasığı germeyi gerektiren işlerden, arabakullanmaktan ve cinsel birleşmeden uzak durulması uygun olur. Öksürükle giden hastalıklardan sakınılmalı ve kabız kalmamaya dikkat edilmelidir. Kısa mesafe yürüyüşler yapılabilir
Bir ay süreyle 8-10 kilodan fazla ağırlık kaldırmak, ağır fizik egzersizler, tenis, futbol vb. sporlar sakıncalıdır. Uzun dönem kontrollere gerek yoktur.